Emeklilikte Yaşa Takılanlar ( EYT ) Arabulucu

Ülkemizde yenilenen ve değişen SGK uygulamaları uyarınca emeklilikte yaşa takılanlar bir sorun haline gelmekle bu konuda milyonlarca insanın beklediği EYT bağlamında emeklilik gerçekleşmiş oldu. 7438 sayılı yasa ile birlikte EYT kapsamına dahil edilecek kişiler belirlenmiş oldu.

EYT’lilerin (emeklilikte yaşa takılanlar) emekli olabilmesi için;
 8 Eylül 1999 tarihinden önce çalışmaya başlamış olmaları,
 SGK‘ya tabi çalışanların 5000 – 5975 prim gününü tamamlamış olması,
 Bağ-Kur veya Emekli Sandığı’na bağlı kadınların 7200 gün prim gününü tamamlaması,
 Bağ-Kur veya Emekli Sandığı‘na bağlı erkeklerin 9000 gün prim gününü tamamlaması,
 Kadınlarda 20 yıl toplam sigortalılık süresinin bulunması,
Erkeklerde 25 yıl toplam sigortalılık süresinin bulunması gerekmektedir.
Kanuna göre, emeklilik şartlarında sigortalılık başlangıç tarihi önem taşımaktadır. 8 Eylül 1999 öncesinde çalışmaya başlayıp, bu tarihte sigortası yapılmamış birçok çalışan vardır. Bu kişiler, belli şartların varlığında, sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası açabilir. Dava sonucunda kabul edilen sigorta başlangıç tarihi, emeklilik şartlarında dikkate alınacaktır.
Yine, çalıştığı süre boyunca sigorta primleri eksik ödenmiş kişilerin de hizmet tespit davası açma hakları bulunmaktadır. Hizmet tespit davası sonucunda belirlenecek hizmet süresi de eyt emeklilik şartlarına etki edecektir.
Bu kapsamda emeklilik şartlarını haiz vatandaşlar bağlı bulundukları işyeri ile aralarındaki sürecin nasıl ilerleyeceği noktasında ihtilaflarla karşılaşabiliyorlar. Çalışanların birçoğu esasen emekli olduktan sonra da aynı işyerinde ya da başka bir iş yerinde tekrar çalışmaya daha yatkın gözükmektedir.
Bu çalışmanın alışageldikleri aynı işte olmasını istemelerinden daha doğal bir durum yoktur ki bu durum işverenin de işine gelecektir, çünkü işverende tecrübeli, tanıdığı, yıllarca çalıştığı birisiyle çalışmaya devam etmek isteyecektir.
Böyle bir durumda işçi en azından birikmiş kıdem tazminatını alıp, aldığı bu toplu para ile bir sıkıntısını gidermek isteyecek işverende eğer birçok işçi aynı durumda ise bir anda ödeyeceği toplu paralar ile işyerinin ekonomik zafiyetini önlemek isteyecektir.
ARABULUCULUK kurumu tam burada devreye girerek her iki tarafında memnun olacağı, her iki tarafında kazanacağı bir çözüm bulabilecetir. Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi gibi yine kıdem tazminatının değişik alternatifler kullanılarak ödenmesi yoluna gidilebilir. Arabuluculuğun önemli bir özelliği gizliliktir. İşveren ile çalışan arasındaki kendi somut koşullarına göre yapılmış ve her iki tarafında kazandığı bir arabuluculuk anlaşması tarafların kendi aralarında kalacağı için işveren her çalışanı için, çalışanda kendi somut şartlarına göre anlaşmalar yapabilecektir.
Çalışan emekliliği seçip çalışmayı seçmeyebilir. İşveren ile çalışan arasında kıdem tazminatı veya diğer işçilik alacakları ile ilgili olarak uyuşmazlıkların çıkması da muhtemeldir. Konunun mahkemeye taşınması her iki tarafında istemediği bir süreç ve daha uzun zaman alacak işlemler olabilir. Arabuluculuk kurumu her iki tarafı da yıpratacak bir yargı sürecine girmektense tarafların mutlu olacağı bir çözüm bulabilir.
Sonuç olarak söylemek gerekirse emeklilik sonrası çalışan ile işveren arasındaki iş ilişkisi devam etsin veya etmesin her iki durumda da sürece tarafsız ve güvenilir bir arabulucunun dâhil olması ile doğabilecek olası sorunların önüne geçebilecek bir sorunsuz ortam oluşturulacak ve her iki tarafı da tatmin edecek bir çözüm bulunacaktır. Bu bağlamda EYT ile emekli olup çalıştığı işyerinden ayrılacak yahut iş birliğini sürdürebilecek çalışanın işveren ile arasında arabuluculuk süreçleri yürütülerek hukuki zeminde sonuç alınacakatır.